Abdullah Soyer

İbn Haldun yapmış olduğu tespitte bir toplumun çöküş alametleri

Abdullah Soyer

Meşhur tarihçi, sosyolog, filozof, siyaset ve devlet adamı İbn Haldun 14. Yüzyılda yaşamış kendisine has fikir ve metotlarıyla sonraki nesiller üzerinde derin etkiler bırakan bir âlimdir.

Bundan 700 sene önce İbn Haldun yapmış olduğu tespitte bir toplumun çöküş alametlerini şöyle sıralamıştır.

Dayanışmanın yok olması

Üretimin zayıflaması

Tüketim çılgınlığı

Vergilerin artması

Liyakatin dikkate alınmaması

Adaletsizliğin yaygınlaşması

Göçün hızlanması

Gurur ve kibir.

14. yüzyılda bu tespitleri yapan İbn Haldun demek ki toplumun içinde bulunduğu durum veya gidişatın oluşturacağı zararları düşünerek tespitte bulunmuş. 

Tarih tekerrürden ibarettir denir bugüne baktığımızda İbn Haldun’un sıraladığı sıkıntılar var mı? Alası var.

80’li yılları hatırlayanlar toplumda ki dayanışmayı bilirler mahalle kültürü vardı insanlar dayanışma içindeydiler, birisinin derdi olduğu zaman mahallenin yaşça büyük abi ve ablaları konuyu çözmek için mahalleyi organize eder sıkıntıyı giderirdi. Herkes herkesin çoluğuna çocuğuna sahip çıkar kimse kimsenin malına namusuna göz dikmezdi. Aradan ne geçti 50 yıl.

Kurtuluş savaşından çıkmış bu ülke çok yoksuldu Atatürk o zaman çıkışın üretimle gerçekleşeceğini söyleyerek tarım ve hayvancılık konusunda seferberlik yaptı devlet millet işbirliği ile üretim arttı tarım ve hayvancılığın gelişimiyle buna bağlı endüstride gelişti. Sonraki yıllar diğer sektörlerin gelişimine kapı araladı. Üretim olmadan refah olmaz. Üretim giderek zayıflarsa ekonomi muhtaç duruma düşer.

Eskiden tüketim çılgınlığı gibi bir kavram yoktu, bir şeylerin günü yoktu, bir kıyafet alınır rengine modasına bakılmak sızın yıpranıncaya kadar giyilir ve hatta küçük yamalar yapılırdı. Şimdilerde ise insan kılık kıyafetten tutun elektronik cihazlar, yeme içme gezmeye binlerce lira harcıyor ve bunu borçlanarak yapıyor.

İslam dininde ve diğer sistemlerin çoğunda vergi kazançtan orantılı bir şekilde alınmaktadır. Bizim ülkemizde vergi kazançtan yüksek oranlarla alındığı gibi harcama yaparken de KDV ve ÖTV gibi vergilerle bir kez daha alınmaktadır. Vergi çalışanın, küçük esnafın, çiftçinin, hayvancının, ortak ve büyük ölçekli esnaf ve sanayicinin belini bükmektedir. Bu yüzden de mecburen vergi verenlerin dışında kalan kesimler vergi vermemek için tüm illegal yöntemlerini kullanmakta böyle olunca da tabanda ki halk vergi yükü altında ezilmektedir.

Liyakat konusu apayrı bir muamma, Liyakat herhangi bir konum ve duruma layık olma anlamına gelir. Bizim ülkemizde liyakat kelimesi yanlış anlaşılmış olsa gerek ki liyakat dendiği zaman hatırlı dost ve akrabalarının olması ve onlar vasıtasıyla bir yerlerde görev alması anlamına geliyor.

GRECO raporunda Türkiye'deki yapısal düzenlemelerin savcı ve hâkimlerin bağımsızlığına zarar verdiği yönünde ki tespitler yargının asıl sorunun siyasallaşma olduğunu ortaya koymakta.

Türkiye’nin hukukun üstünlüğü endeksinde 142 ülke arasında 117'nci sırada olduğu da göz önüne alınır ve haber bültenlerine yansıyan olayların kümülatifine baktığımızda suçluların suça denk cezayı almamaları suçluları tekrar ceza işlemeye sevk ederken yapılan göz altılarda da sanıkların çoklu suç dosyaları dikkati çekmekte. Mağdurlar adaletten beklentisini bulamaması suça meyilli insanların suç işlemekten imtina etmemesi, suça ve suçluya eşit muamele ilkesinden uzaklaşılması adalete güveni sarsmıştır.

Ülke insanın bir çoğu özellikle genç ve nitelikli insan gücü geleceğini başka ülkelerde aramaya başlaması son zamanlarda beyin göçünü doğurmuştur. Siyasi iradenin bu konuda umursamaz tavrı ise apayrı bir polemiktir.

İbn Haldun son tespiti gurur ve kibir, dinin sevmediği yasakladığı kibir maalesef güçlü olma neticesinde kendisinde makam mevki gelir olarak daha düşük olan insanlara karşı gösterilen davranış. Yada bu imkanların kişide oluşturduğu şımarık duygular. Ecdat Osmanlıdan bir alıntı ile bağlayalım Mağrur olma padişahım senden büyük Allah (CC) var!

Yazarın Diğer Yazıları