Türk basın tarihine ‘Dokuz patron olayı’ olarak geçen ve gazetecilerin haklarının ilk kez yasal güvence altına alındığı gün 10 Ocak 1961’dir. “212 sayılı kanun” düzenlemesinin Resmi Gazete’de yer almasıyla 10 Ocak kutlama günü olmuştur. Söz konusu düzenleme, iş sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması, sözleşmelere işin türü ve ücret miktarının yazılması gibi gazetecilerin sosyal ve yasal haklarını belirleyen hükümleri içeriyordu. Ancak bu kanunun Meclis’ten geçmesi kolay olmadı. Gazete patronlarına sorumluluk yükleyen bu yasa, Türk basın tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birini tetiklemiştir. Dönemin seçkin gazete patronları 212 sayılı yasanın ve Basın İlan Kurumu’nun oluşmasına ilişkin 195 sayılı yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia eden bir ortak bildiriye imza atarak gazetelerini 3 gün kapatmışlardır. “Dokuz patron olayı” olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine çalışan gazeteciler, boykot boyunca “Basın” adlı bir gazete yayımlamaya karar vermişlerdir. Basın gazetesi 11 Ocak günü yayına başlayıp, üç günlük boykot sırasında düzenli olarak yayınını sürdürmüştür. Basın Gazetesi’nin son sayısında yer alan başyazıda, basın emekçilerinin elde edilen hakların korunması amacıyla elbirliğiyle mücadele edecekleri belirtilmiştir. Çalışan Gazeteciler Günü, bu olayın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. 10 Ocak, öncelikle “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanmaya başlanmış ve 1971’de “Çalışan Gazeteciler Günü” halini almıştır.
Gelenekselciler Kabul Etmeseler de Dijitalde Yeni Bir Gazetecilik Doğdu
İletişim teknolojilerinde yaşanan gelişim süreci ve haberciliğin dijitalleşmesi gazetecilik mesleğinde köklü değişiklikleri beraberinde getirdi. Günümüzde bilgi paylaşımının yapıldığı sosyal medya dijital bir platform olarak geleneksel medyayı köklü kalıbından çıkarıp başka bir boyuta taşıdı. Gazetecinin basılı kağıttaki otoritesi günümüz mecralarında ortadan kalktı ve okuyucu kitle yeni medyanın etkileşim özelliği sayesinde haberi sorgulayabilir, teyit edebilir ve yayınlandığı mecradan tepki verip kamuoyu oluşturabilir hale geldi.
Zorluklarla dolu bu mesleği fedakârca yürüten tüm basın emekçilerimizin yaptıkları işler kamuoyunun bilgilenmesi açısından çok değerli. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde, basın yayın meslek ilkelerine sadık, dürüst, doğruya doğru, yanlışa yanlış cesaretini gösterebilen tüm basın mensuplarını yürekten kutluyorum.
En çokta tehditlere rağmen, işsiz kalma riskine, hatta ve hatta cezaevine girme riskine rağmen bu şerefli mesleğin ilkelerine sahip, cesur ama bu meslekten uzaklaştırılmış, işini yapamaz hale getirilmiş basın emekçilerini kutluyorum.
Yeni medyanın gücünü görmezden gelseler de bir gün herkes kabul edecek. Doğruları söylediğimiz için sırf karalama kampanyası yapmak adına bir gazeteci “Onlar Sosyal Medyacı Biz Gazeteciyiz” diye başlık atmıştı. Gazeteci demek, haber toplayıp, vermeyi iş edinen kişi demek. Kendinize bir sorun “Merak ettiğiniz bir şey olduğunda ilk nereye bakıyorsunuz?”, bir ses duyduğunuzda sizde ilk olarak açıp Trafik Konya hesabına bakıyorsunuzdur.
Bu zamana kadar yaptığımız haberlerden dolayı kimimizin ekmeğiyle oynandı, kimimiz canını koydu ortaya, bu iş zor bir iş, iş denilip geçilecek bir iş değil. Halkın doğru bilgi alma özgürlüğünün engellenmediği, ticari kaygılarla doğruların sümen altı edilmediği, gazetecilerin araştırdığı bilgiler ışığında edindiği bilgileri özgürce ifade edebildiği günler temennisiyle, esen kalın.