Dışişleri Bakanlığı'ndan AB Raporu'na Sert Tepki: Haksız ve Önyargılı

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun 2023 yılı Türkiye Raporu'nu yayınlamasının ardından bir açıklama yaptı. Açıklamada, raporun Türkiye'ye karşı haksız ve önyargılı bir yaklaşım içerdiği, AB'nin çifte standartlı ve taraflı tutumunu sürdürdüğü, Türkiye'nin haklı politikalarını görmezden geldiği ve Kıbrıs Türklerinin haklarını yok saydığı belirtildi.

Dışişleri Bakanlığı'ndan AB Raporu'na Sert Tepki: Haksız ve Önyargılı

 

Dışişleri Bakanlığı, raporda yer alan siyasi kriterler ile Yargı ve Temel Haklar faslındaki mesnetsiz iddiaları ve haksız eleştirileri tümüyle reddettiğini bildirdi. Bakanlık, Türkiye’nin bu fasılların açılması için gerekli çalışmaları yaptığını ancak bir üye ülkenin siyasi engeli yüzünden bu fasılların açılamadığını hatırlattı. Bakanlık, AB’nin temel haklar alanındaki pek çok konuda ülkemize yönelik haksız iddialarda bulunmasının, AB’nin samimiyetsiz ve çifte standartlı yaklaşımının bir tezahürü olduğunu vurguladı.

Açıklamada, Türkiye’nin dış politika, bölgesel gelişmeler, güvenlik, savunma ve sektörel konularda AB ile işbirliği yapmaya hazır olduğu ancak AB’nin bu alanlarda mevcut üst düzey diyalog ve işbirliği mekanizmalarını engellediği, Türkiye’nin AB politikalarına uyumunun azaldığını ileri sürdüğü, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerini siyasileştirdiği ve engellediği ifade edildi.

Bakanlık, raporun Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs konularındaki bölümlerinin de gayrihukuki, gerçek dışı ve maksimalist Rum/Yunan tezlerini yansıttığını, Türkiye’nin ve KKTC’nin haklı politikalarını görmezden gelen dışlayıcı tutumun sürdürüldüğünü, Kıbrıs Türklerinin haklarının yok sayıldığını kaydetti. Bakanlık, Kıbrıs meselesinin çözüm sürecinin formatının Ada’daki iki taraf, üç Garantör ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı olduğunu, AB’nin geçmişteki süreçlerdeki rolünün tarafların rızasıyla gözlemciliğin ötesine geçmediğini, herhangi bir şekilde söz sahibi olmadığını vurguladı. Bakanlık, AB’nin Kıbrıs’ta olası bir çözüme dair Rum tezlerini kayıtsız şartsız savunmaktan ibaret beyanlarının Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı nezdinde ne bir değeri ne de bir bağlayıcılığı bulunduğunu ve çözüm sürecine hizmet etmektense zarar verdiğini belirtti.

Bakanlık, raporda Türkiye ekonomisinin gelişmişliğine, Birlik içindeki rekabet baskısı ve piyasa güçleriyle baş edebilme kapasitesine vurgu yapılmasının yanısıra, Gümrük Birliği’nden bu yana mevzuatını AB müktesebatı ile uyumlaştıran ülkemizin pek çok alanda AB standartlarına uyum sağladığı gerçeğinin raporda yer bulmasının, izlediği kararlı politikaların bir yansıması olduğunu ifade etti.

Bakanlık, Türkiye-AB ilişkilerinin her alanda güçlendirilmesi gereğinin geçmişe göre daha fazla önem arzettiğini, tek taraflı ve haksız eleştirilerin yerine, işbirliği ve diyalog ruhuyla hareket edildiği takdirde, AB ile ilişkileri daha sağlam temellere oturtmaya ve ortak çıkarlar doğrultusunda işbirliğini güçlendirmeye her zaman açık olduklarını bildirdi.