TYB Konya'da 'Konyalı Onlar' Serisinde 'Hocaların Hocası' Arif Etik Yad Edildi

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi, 2025 yılı kültürel etkinlikleri takviminde yer alan 'Konyalı Onlar' program serisi kapsamında, ilim ve kültür hayatının önemli simalarından Arif Etik'i andı. Bu hafta TYB Konya Şubesi D. Mehmet Doğan Kütüphanesi'nde gerçekleştirilen ve Saffet Yurtsever'in düzenlediği Arif Etik Anma Programına, merhumun oğlu Enver Etik konuşmacı olarak katılırken Arif Etik'in talebeleri, dostları ve sevenleri de kürsüye gelerek hatıralarını paylaştı.

Kur'an-ı Kerim Tilaveti ve Dualarla Başladı

Program, manevi bir atmosfer eşliğinde başladı. Konya Eski İl Müftü Yardımcısı Mehmet Emin Parlaktürk'ün gerçekleştirdiği Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından, merhum Arif Etik ve ebediyete irtihal etmiş tüm ilim ehlinin ruhuna ithafen dualar edildi. Parlaktürk, okuduğu ayetlerin meallerini de paylaşarak anma programının manevi açılışını gerçekleştirdi.


Zorlu Göç Yılları ve Konya'ya Yerleşme

Programın açılış konuşmasını yapan ve Arif Etik'in biyografisi hakkında bilgi veren Saffet Yurtsever'in ardından kürsüye çıkan

Allah Vergisi Bir Yetenek ve Musiki

Babasının sadece bir hoca değil, aynı zamanda derin bir musikişinas olduğunu vurgulayan Enver Etik, babasının yeteneğinin doğuştan geldiğini ifade etti. Babasının Saadettin Kaynak gibi üstatlarla olan dostluğuna değinen Enver Etik, hatıralarını şu sözlerle aktardı:

'Saadettin Kaynak'ın belki 800 eserini bilirdi. Babamla o meclislerde öyle eserler geçilirdi ki, önce en ağır eserlerden başlanır, kr-ı ntıklar, yürük semaîlerden tutun, nihayet en hafif eserlere kadar tam bir fasıl icra edilirdi. İnanın ki şimdiki fasıllarda bile bu eserlerin geçildiği yok. Bu tamamen bir Allah vergisidir. Bir hoca size bir önünüzü açar, ileriye gitmenize sebep olur ama kabiliyet Allah vergisidir.'

Enver Etik, babasının Farsça hakimiyeti ve edebi yönüyle ilgili olarak, dönemin önemli edebiyatçılarıyla yaşadığı bir anıyı da katılımcılarla paylaştı:

'Ali Nihat Tarlan ve Ahmet Ateş evimize geldiler. Babamla hem muhabbet edecekler hem de onun Farsça bilgisi nasıldır ölçeceklerdi. Babamla saatlerce Mevlana'dan, İran edebiyatından, Şeyh Sadi'den, Hafız'dan konuştular. Ali Nihat Tarlan sonunda, 'Arif Bey kardeşim, size bir şey söyleyeyim, Farsçayı bizden çok daha mükemmel biliyorsunuz' dedi.'


Dostları ve Talebeleri Hatıralarını Canlandırdı

Programda söz alan Eski Konya İl Müftüsü Şükrü Özbuğday, 1989 yılında Meram Müftülüğü görevine başladığı dönemde Arif Etik ile sık sık bir araya geldiklerini anlattı. Hocasının emeklilik döneminde içine kapanmaması için gayret gösterdiklerini belirten Özbuğday, hatıralarını şu sözlerle paylaştı:

'Hocamızı bu karamsarlıktan kurtarmak için ilgilendik, aşağı yukarı her gün mutlaka beraber olurduk. O hatıraları, şiirleri anlatırken sanki eski günlerine döner, çok neşeli ve hayattan zevk alan bir hale gelirdi.'

Programın serbest kürsü bölümünde ise merhumun de söz alarak Arif Etik'in öğretici yönüne, tekke adabına olan riayetine ve derslerdeki nüktedan tavrına dair unutulmaz anılarını dinleyicilerle paylaştılar.

Programda söz alan Arif Etik'in eski talebeleri ve dostları, onun ders işleyiş tarzını, bitmeyen enerjisini ve hazırcevaplılığını anlattı. Bir öğrencisi, Arif Etik'in dükknının bir kültür merkezi gibi işlediğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

'Hocamızın dükkanı adeta bir kültür merkeziydi, gelen giden çoktu. Orada çok harika sohbetler yapılırdı. İmam Hatip'te ve Yüksek İslam Enstitüsü'nde hocamızdı. Derse 'Emin ol aziz yavru' diyerek başlar, derse girmeden önce mutlaka bir hayat hatırası anlatır veya bir şairden şiir okurdu. En sonunda 'Şimdi gelelim dersimize' diyerek konuya girerdi.'

Başka bir konuşmacı ise Arif Etik'in akademik unvanlara bakış açısını ve özgüvenini yansıtan bir hatırasını şu şekilde dile getirdi:

'Bir gün arkadaşlardan biri 'Hocam siz Yüksek İslam Enstitüsü'ne derse gidecek misiniz?' diye sordu. Diploması olmadığı için böyle bir soru yöneltilmişti. Hoca her zamanki tavrıyla bir hikaye anlattı ve sonunda 'Sen diplomadan iyi mi bilirsin?' diyerek, ilmin diplomadan ibaret olmadığını, asıl olanın bilgi ve birikim olduğunu bizlere nüktedan bir dille ifade etti.'

Mustafa Güçlü, Etik ailesinin Erzurum'dan Konya'ya uzanan zorlu göç hikayesini anlattı. Güçlü, Arif Etik'in çocukluk yıllarının savaş ve seferberlik dönemine denk geldiğini belirterek şunları söyledi:

'Arif Hocam, Erzurum'un Hınıs ilçesinin Hacılar köyünde dünyaya geliyor. O dönemler Osmanlı'nın Libya harbiyle meşgul olduğu, arkasından Balkan harbiyle cedelleştiği ve 1. Dünya Harbi yıllarının ortalığı kasıp kavurduğu zamanlardır. Hacı Efendi çocuklarını, ailesini alarak oradan terk ediyor, batıya doğru yayan yapıldak, hiçbir şey alamadan canlarını kurtarabilen kurtuluyor. Arif Hoca okul çağı gelmesine rağmen okula başlayamıyor. Ancak fıtratı gereği eline ne geçerse okuyan bir çocuk. Kağıt parçası buluyor okuyor, mecmua buluyor okuyor, gazete buluyor okuyor. Bunların bir kısmını evine götürerek kendine göre bir kütüphane oluşturuyor.'

Musiki Ziyafeti ve Teşekkür

Anma programının son bölümünde, Arif Etik'in sevdiği eserlerden oluşan kısa bir musiki dinletisi sunuldu. Ud eşliğinde icra edilen eserlere katılımcılar da eşlik etti. Duygu dolu anların yaşandığı programın sonunda, günün anısına hazırlanan katılım belgeleri ve TYB Konya Şubesi Yayınları, Hattat Hüseyin Öksüz Hoca, Prof. Dr. Ahmet Çaycı ve eski Konya Baro Başkanı Hasip Şenalp tarafından konuşmacı Enver Etik'e takdim edildi. Program, çekilen hatıra fotoğrafı ile sona erdi.

Rasyonel Haber

Bakmadan Geçme